Ağzıkara Han (Hoca Mesut
Kervansarayı)
Aksaray-Nevşehir
karayolunda eski güzergâh üzerinde bulunan kervansarayın iki kitabesinden
birincisi, I. Alaeddin Keykubad döneminde (1219-1236) inşa edilmeye başlandığını,
ikinci kitabe ise 1242-1243 yılında Gıyaseddin Keyhüsrev devrinde bitirildiğini
gösterir. Anadolu’da “ağız” ifadesi kapı için kullanılır. Yapıda taçkapının hiç
ışık almamasından dolayı bu ismi almıştır.
Hafif
eğimli, düzleştirilmiş bir arazi üzerine inşa edilmiş olan han, kare planlı bir
avlu, etrafına sıralanmış odalar ve revaklar ile derinlemesine dikdörtgen
planlı bir kapalı mekândan meydana gelmektedir. Avlunun ortasında bulunan köşk
mescit, Selçuklu hanları içindeki en iyi örneklerden birisidir. Kare planlı
mescidin içi gülbezek şeklindeki bezemeli bir kubbeyle örtülmüştür.
Cephedeki
kapalı kısmın duvarı üzerindeki kare şekilli üç kulenin yağmur oluklarının uçları, aslana benzer bir hayvan başını
andırmaktadır. Sağ taraftaki payanda ile taçkapı arasında bir çeşme kalıntısı
vardır.
Avlunun
ortasında kare planlı bir mescit yer alır. İki yönlü taş merdivenlerle ulaşılan
mescit birer küçük pencereyle aydınlatılmaktadır. Güney tarafındaki mihrap nişi
mukarnaslıdır ve iç yüzeyinin üstünde çarkıfelek veya papatyaya benzeyen üç
adet gülbezek bulunur.
Tekgöz
Köprüsü
Evliya Çelebi’nin Seyahatname’de Yalnızgöz Köprüsü olarak da bahsettiği yapı, Selçuklular’ın Anadolu’da, Kızılırmak
üzerinde inşa ettikleri ilk köprüdür. Kayseri’nin 30 kilometre
kuzey-batısında yer alır. II. İzzeddin Kılıç Arslan oğlu Rükneddin Süleyman
zamanında (1202) yaptırılmıştır. Büyük bir kemer ve sel taşkını olduğunda
tahliye için kullanılan küçük kemer olmak üzere iki gözü bulunur.
Karatay
Han
Kayseri’nin 50 kilometre doğusunda yer alan yapı Anadolu
Selçuklu veziri Celaleddin Karatay tarafından yaptırılmıştır. Hem kapalı bölümü
hem avlusu olan kervansarayın camisi ve hamamı da bulunmaktadır. Karatay Han,
dört tek odası, iki bitişik odası ve giriş kanadının doğusunda yer alan bir L
mekân ve ona açılan odadan oluşur. Selçuklu ve yabancı devlet başkanları ve
erkânı için misafir odası olarak kullanılmıştır. Antlaşmaların burada yapılması
ile de devlet dairesi görevi görmüştür.

Giriş eyvanının doğu kanadında mescit, hamam ve mescidin
güneyinde muhtemelen görevli odası olduğu düşünülen bir mekân yer alır.
Hamamın giriş kapısının güneyinde yer alan mekânın bimarhane (akıl hastalıklarının tedavi
edilmesi için yapılmış özel yapı) olduğu tahmin edilmektedir. Bu mekânın giriş eyvanında
birbirine dolanmış olarak iki adet ejder figürü simetrik olarak işlenmiştir.
Ejderler sivri dişli ve küçük kulaklı olarak betimlenmişlerdir. Bu motif
Anadolu Selçuklu sanatına ait en büyük ejder figürü olması bakımından
önemlidir.
Kapalı kısma taçkapı ile girilir. Taçkapı üzerinde zencerek
motifi (zincire benzer
bezeme öğesi),
altı kollu yıldız, on kollu yıldız, dairesel düğümler, sekiz kollu yıldızlı
rozet, on iki yapraklı çiçekli rozet yer alır. Dış taçkapının iç yüzünde,
simetrik olarak yerleştirilmiş Harbi ve kutsal ağaç kabartmaları yer alır.
Harbi figürü sonsuz ışık, ölümden sonra yaşam veya Cennet kavramlarını
simgelemektedir. Göksel-cennetsel çağrışımları olan Harbi ve sfenks figürleri
Anadolu Selçuklu döneminde birçok yapıda kullanılmıştır.
Alay
Han
Aksaray-Konya yolu üzerinde, Aksaray’ın batısında yer alan
han, II. Kılıçarslan tarafından yaptırılmıştır. Plan olarak açık bölüm ve
kapalı barınak kısmından oluşur.
Günümüzde hanın sadece kapalı bölümünün bir kısmı mevcuttur;
bu bölümün de iki yan duvarı ile güneye bakan ana cephesi ayaktadır. Avlunun
üzerinden yol geçtiği için toprak altında kalmıştır.
Avlu alanının doğu yönünde bir de hamam bulunur. Hamam, plan
bakımından Karatay Han’dakine benzer. Kare planlı, soyunmalık, ılıklık ve büyük
ölçekli sıcaklık mekânı yer alır.
Yapının taçkapısı dışında süslemesi yoktur. Sade sayılabilecek
taçkapıda; iç içe üçgenlerden oluşan zikzak şekilli geometrik desenler, sekiz
kollu yıldızlardan oluşan iç içe geçmiş süslemeler yer alır. Taçkapı kemerinin
üstünde tek başlı ve çift gövdeli bir arslan figürü mevcuttur. Mitolojik kökeni
çok eski olan arslan figürü, kapı bekçisi ve koruyucu bir simge olarak
değerlendirilir.
Avanos
Sarı Han, Kayseri-Aksaray yolu üzerinde, Damsa çayı vadisinde yer alır.
Doğu-batı
doğrultusunda uzanan yapı, doğuda açık avlulu bölüm ve batısında bitişik
barınaktan oluşan iki bölümlü bir kervansaray olarak tasarlanmıştır. Doğudaki
kısımda kareye yakın dikdörtgen planlı ön kısım avlu, ev, servis mekânları
bulunur. Batısındaki kareye yakın dikdörtgen planlı bölümde ise üstü kapalı
barınak kısmı yer alır.
Sarı
Han’ın avlu ve barınak taçkaplarında, avluya açılan mekânların kapılarında,
mescidin kapısı ve mihrabı ile çeşmenin bulunduğu niş ve eyvan kemerinde
süslemeye yer verilmiştir. Yapıda günümüze ulaşan süsleme unsurlarının tamamını
mukarnaslar ve geometrik bezemeler oluşturmaktadır.
Kesik Köprü
İpek Yolu üzerindeki önemli noktalardan biri
olan Kesik Köprü Sivas-Kayseri eski yolunda Kızılırmak üzerinde bulunur. 19
gözü bulunan köprü, 327 metre uzunluğu ve 5 metre genişliği ile Anadolu’nun en
uzun taş köprülerindendir. Kızılırmak Köprüsü olarak da anılan köprü üzerindeki
kitabeye göre 1292 yılında Selçuklular’ın yol ıslahı çalışmaları sırasında
yapılmıştır. Eş aralıklarla ve hemen hemen birbirine yakın ölçülerdeki benzer
gözlerden düzenlenmiş olan köprü çeşitli dönemlerde onarım geçirmiş ve büyük ölçüde
orijinalliğini yitirmiştir.
Tuzhisar
Sultan Han
Kayseri-Sivas yolunda bulunmaktadır. I. Alaeddin Keykubad
(1220-1237) zamanında yaptırılmıştır. Avlusunun ortasında köşk mescidi yer
alır.
Kapalı bölüm ve avludan oluşan kervansaraydan günümüze sadece
kapalı bölümü ulaşabilmiştir. Yapıyla bağlantılı ya da yakınında mescit, hamam,
tuvalet vb. mekân yoktur. Sultan Hanı güneyden kuzeye doğru çok az meyillenen
bir araziye inşa edilmiştir. Han yolcu, yük ve hayvan üçlüsünün konaklaması
esnasında ihtiyaçların karşılanacağı barınak ve servis mekânlarını kapsayan iki
bölüm olarak tasarlanmıştır. Bunlardan kuzey taraftaki bölüm avlu kısmı olup,
güney taraftaki kapalı barınak bölümünden daha büyük olarak tasarlanmıştır.
Yüksek ve farklı biçimde payanda ve kulelerle desteklenmiş duvarlarıyla yapı
küçük bir kale kimliği kazanmıştır. Kuzeydoğu ve kuzeybatı köşedeki dört kollu
yıldız geçmelerle, dairesel düğümler yapan şeritlerin oluşturduğu geometrik
bezeme yer alır. Dış cephede duvar yüzeyinde stilize aslan başı şeklinde
düzenlenen çörtenler(çatılarda
saçak düzeyine yerleştirilen kısa oluk) bulunmaktadır.
Hamama batı cephenin kuzey cephesine açılan kapıdan
girilmektedir. Soyunma, soğukluk, sıcaklık, su deposu ve külhan bölümlerinden
oluşan hamamın avlusunun ortasında köşk mescit yer almaktadır.
Mescit mekânına, kuzey cephede iki katlı olarak düzenlenen
basamaklı merdivenle çıkılmaktadır. Mescit kapısı, iki bordürle üç yönden
kuşatılmıştır. Dıştaki bordür yarım yıldız dizisini, içteki kalın bordür ise
kırık çizgi sisteminden gelişen on altı kollu yıldızların yarım örneklerinden
oluşan geometrik bezemeleri içerir. Güney cephede iki ejder betimlenmiştir.
Kemer kilittaşına, profilden birbirine bakar tarzda işlenen ejderler kulaklı,
badem gözlü, çenesi açık ve dişleri belirgin olacak şekilde tasvir
edilmişlerdir.
Kervansarayın kapalı barınak kısmına, avlunun güney duvarından
dışarı taşkın taçkapıdan girilmektedir. Taçkapının üzeri meandr motifi, kırık
çizgi ve düzgün ongenlerin meydana getirdiği on kollu yıldızlarla süslenmiştir.
Taçkapı sivri kemerinin yüzeyi üç kuşağa ayrılmış, birinci ve üçüncü kuşaklar
yarım sekizgenlerin, geçmeler yapmasıyla meydana gelmiş, dört kollu yıldızlarla
süslenmiştir. Taçkapı yan nişlerinin kavsara (taçkapıda asıl giriş kapısının üstünde kalan içbükey
örtü kesimi )köşeliklerinde
sekizgenler, kapalı geometrik şekiller ve kırık çizgilerden oluşan geometrik
bezeme yer almaktadır.
Handa, dış cephede ağırlıklı olarak geometrik bezemelerle
dairesel rozetler ve kemer yüzeyinde ejder figürleri bulunmaktadır. Bolluğu,
yağmurları ve dolayısıyla bereketi simgeleyen ejder figürlerinden dolayı,
figürlü bezemenin yer aldığı ilk kervansaray olarak nitelendirilir.
Harmandöven (Ejder) Hanı
Iğdır merkezde
yer alan kervansaray, 13. yüzyıl sonlarında Sürmeli (Surmari) Emiri Şerafettin
Ejder (Ezdera) tarafından yaptırılmıştır. Hazar Denizi’nin kuzeyinden güneye
yönelerek Demirkapı’dan geçen ve Iğdır/Erzurum yoluyla batıya bağlanan güzergah
üzerinde bulunan yapı, Iğdır yakınlarında olması nedeniyle bazı kaynaklarda
Iğdır Kervansarayı, banisinin adından dolayı da Şerafettin Ejder Kervansarayı
olarak tanınmaktadır. Yapıda işaretleri tespit edilen 16 taşçı ustasının rol
aldığı anlaşılmaktadır. Dikdörtgen planlı ve üç bölümlü mekânda oluşan yapının
duvarları dış cephede payandalarla desteklenmiştir.
Doğu-batı
doğrultusunda dikdörtgen bir alana oturtulmuş olan yapıya giriş, doğu cephe
ortasından sağlanmaktadır. Cephenin iki köşesi yuvarlak takviye kulesi ile tahkim
edilmiştir. Bu kuleler, güney ve kuzeye bakan uzun cephe ortalarında üçer,
kuzeybatı ve güneybatı köşelerinde de birer olmak üzere toplam 10’u
bulmaktadır.